Doç. Dr. Suncem Koçer’in “Yanlış Bilgi Karşısında Yılmazlık” başlıklı dersi, günümüzde medya ve bilgi ekosisteminin karşı karşıya kaldığı en önemli sorunlardan biri olan yanlış bilgi (fake news) sorununa odaklanıyor. Koçer, yanlış bilginin ne olduğunu tanımlayarak başlıyor ve bu kavramı, yılmazlık (resilience) ile birleştirerek nasıl bir yaklaşım geliştirilebileceğini irdeliyor. Yanlış bilgiyi dezenformasyon, mezenformasyon ve malinformasyon olarak üç farklı kategoriye ayırıyor ve her birinin özelliklerini detaylandırıyor.
Koçer, yanlış bilginin, özellikle 2016 yılından itibaren, küresel bir sorun olarak daha fazla ön plana çıktığını vurguluyor. Donald Trump’ın ABD başkanı seçilmesi ve Brexit referandumu gibi önemli politik olayların ardından “post-truth” (gerçek ötesi) dönemin başladığına dair tartışmaların arttığına değiniyor. Yanlış bilginin sadece bireysel bir sorun olmadığını, toplumları, demokratik süreçleri ve halk sağlığını tehdit eden bir olgu olduğunu belirtiyor.
Koçer, yanlış bilgi ile mücadelede yılmazlık kavramını önemli bir strateji olarak ele alıyor. Yılmazlığın, bireylerin, kurumların ve toplumların yanlış bilgiyle mücadele edebilme kapasitesini ifade ettiğini, bu mücadelenin sadece bireysel düzeyde değil, aynı zamanda sistemik bir yaklaşımla ele alınması gerektiğini vurguluyor. Yılmazlığın politik iklim, medya iklimi ve ekonomik faktörler gibi çeşitli etkenlerle şekillendiğini ve bu faktörlerin her ülke ve toplumda farklılık gösterebileceğini belirtiyor.
Bu ders, medya ve iletişim profesyonelleri, araştırmacılar ve medya okuryazarlığına ilgi duyan herkes için değerli içgörüler sunuyor. Koçer, yanlış bilgiyle mücadelede yılmazlığın nasıl geliştirilebileceğine dair pratik önerilerde bulunuyor ve bu mücadelenin sadece bireylerin sorumluluğunda olmadığını, devletler, medya kuruluşları ve diğer toplumsal aktörlerin de bu süreçte önemli roller üstlenmesi gerektiğini vurguluyor.
